Fiyort Kıyı Tipi Türkiye’de Nerelerde Görülür? Diye Sorduğum Bir Günlük Sayfası
Kayseri’de bir akşamüstüydü. Erciyes’in gölgesi pencereye vuruyordu, hava griydi ve içim de en az hava kadar kapalıydı. Günlüğümü açtım; her zamanki gibi bir şeyler yazmazsam boğulacakmışım gibi hissediyordum. O gün kafama takılan soru tuhaftı ama masumdu: Fiyort kıyı tipi Türkiye’de nerelerde görülür? Bunu yazarken coğrafya merakımdan çok, içimdeki kaçma isteği konuşuyordu.
Bir Harita, Bir Hayal Kırıklığı
Lisede coğrafya dersinde fiyortları ilk öğrendiğim günü hatırlıyorum. Derin, dar, dik yamaçlı kıyılar… Norveç fotoğrafları… Soğuk ama huzurlu. O zaman da içim gitmişti. Belki de hep gitmiş. Yıllar sonra, Kayseri’de bir masa başında aynı soruya tekrar döndüm: Fiyort kıyı tipi Türkiye’de nerelerde görülür?
Cevabı biliyordum aslında. Türkiye’de gerçek anlamda fiyort kıyı tipi yok. Bunu yazmak bile içimi biraz burktu. Sanki hayalini kurduğun bir şeyin “bizde yok” denilerek kapatılması gibi. Karadeniz’deki bazı koylar, özellikle Rize ve Artvin çevresindeki girintili çıkıntılı yapılar fiyortu andırır derler ama bu, benzetme. Gerçeğin yerini tutmuyor.
O an günlüğüme şunu yazdım:
“Bazı şeyler sadece kitaplarda güzel galiba.”
Karadeniz’e Duyulan Sessiz Umut
Yine de içimde bir umut vardı. Karadeniz’i düşündüm. Hırçın dalgalar, sis, yeşilin her tonu… Belki de fiyort kıyı tipi Türkiye’de nerelerde görülür sorusunun cevabı, birebir bir yer ismi değil de bir his olmalıydı.
Geçen yaz Karadeniz’e gittiğim kısa bir yolculuk geldi aklıma. Uzungöl yolunda, dar bir vadiden geçerken camdan dışarı bakmıştım. Dağlar dik, yollar kıvrımlıydı. İçimden “İşte bu” demiştim. Fiyort değildi belki ama bana benzer bir yalnızlık ve heyecan hissettirmişti.
“Birebir Değil Ama Yakın” Duygusu
İnsan bazen birebir olanı değil, kendine yakın olanı arıyor. Türkiye’de fiyort yok diye hayal kurmaktan vazgeçmek zorunda mıyız? Karadeniz’in bazı koylarında, özellikle Kaçkarlar’a yakın bölgelerde denizin dağların arasına sokuluşunu izlerken içimde küçük bir sevinç doğmuştu. “Tam değil ama yeter” demeyi öğrenmek gibi.
Kayseri’de Deniz Düşlemek
Kayseri’de yaşamak, denizi hayal etmeyi öğretir insana. Burada ufuk çizgisi dümdüzdür, dağlar nettir, her şey keskindir. Belki de bu yüzden fiyort gibi girintili, karmaşık, derin kıyılar bana hep duygusal gelmiştir. Çünkü ben de biraz öyleyim.
Günlüğümde şu cümle duruyor hâlâ:
“Fiyort kıyı tipi Türkiye’de nerelerde görülür diye soruyorum ama aslında kendime soruyorum: Ben nereye ait hissediyorum?”
Bilgiyle Duygunun Çarpıştığı Yer
Gerçekleri inkâr etmiyorum. Coğrafya net: Fiyortlar, buzul aşındırmasıyla oluşur ve Türkiye’nin iklimi ve jeolojik geçmişi buna uygun değil. Yani teknik olarak fiyort kıyı tipi Türkiye’de nerelerde görülür? sorusunun cevabı: Görülmez.
Ama duygular teknik değil. Ben o gün günlüğümü kapatırken hayal kırıklığıyla birlikte garip bir rahatlama da hissettim. Her şeyi burada bulmak zorunda değilim. Bazı şeyler eksik kalabilir. Belki de bu eksiklik, başka şeyleri daha çok sevmeme neden oluyor.
Son Sayfa: Umudu Not Düşmek
Yazının sonunda şunu yazmışım:
“Fiyortlar Norveç’te olabilir ama benim içimdeki derinlik burada.”
Kayseri’de, denizden uzak bir şehirde, bir defterin arasında fiyortları düşünmek bana şunu öğretti: Coğrafya sadece yer şekilleri değil, insanın iç dünyasıyla da ilgili. Fiyort kıyı tipi Türkiye’de nerelerde görülür sorusu belki coğrafyada cevapsız ama bende bıraktığı his çok gerçek.
Ve ben o hisle yaşamaya devam ediyorum. Hayal kırıklığıyla, heyecanla, umutla. Hepsi bir arada.