Güven Problemi Neden Olur? Eğitimin Kalbinde Bir Duygusal Öğrenme Süreci Bir eğitimci olarak her sınıfa adım attığımda, ilk fark ettiğim şey bilgi düzeyleri değil, güven düzeyleri olur. Çünkü öğrenme, bilgi aktarımından çok daha fazlasıdır; o, duygusal bir süreçtir. İnsan, kendini güvende hissetmediği bir ortamda öğrenmeye kapalı hale gelir. Öğrenmenin dönüştürücü gücü, ancak güvenin varlığıyla açığa çıkar. Bu nedenle “Güven problemi neden olur?” sorusu, sadece psikolojik değil, aynı zamanda pedagojik bir meseledir. Güven, öğrenmenin görünmeyen temelidir; eksildiğinde bilgi yüzeyde kalır, derinlik kaybolur. Pedagojik Perspektiften Güvenin Anlamı Pedagoji, insanın potansiyelini geliştirmeyi amaçlayan bir bilimdir. Ancak bu gelişimin ön koşulu, öğrencinin öğrenme sürecinde…
Yorum BırakAnın Büyüsü Blogu Yazılar
Gürpınar Spor Hangi Ligde? Takım Ruhu, Aidiyet ve Psikolojinin Derin Katmanları Bir psikolog olarak her zaman şunu düşünürüm: Neden insanlar bir futbol takımına bu kadar bağlanır? Neden bir galibiyetle sevinip bir mağlubiyetle üzülürüz? Çünkü spor, sadece fiziksel bir mücadele değil, aynı zamanda bir kimlik, bir aidiyet ve bir toplumsal duygulanım biçimidir. Gürpınar Spor da bu duygunun yerel ölçekte somutlaştığı, insanların kendi kasabalarıyla özdeşleştirdiği bir semboldür. Peki, Gürpınar Spor hangi ligde? sorusunun ötesine geçerek, bu sorunun altında yatan psikolojik anlamlara birlikte bakalım. Gürpınar Spor’un Yeri: Yerel Bir Mücadele, Evrensel Bir Anlam Gürpınar Spor, Van’ın Gürpınar ilçesini temsil eden bir futbol kulübüdür.…
Yorum BırakLehçe-i Osmânî’yi Kim Yazdı? Bir Sözlüğün Kökenleri, Bugünü ve Yarınları Hızlı cevap: Lehçe-i Osmânî’nin yazarı Ahmed Vefik Paşa’dır; ilk baskı 1876’da, genişletilmiş ikinci baskı ise 1888/1889’da yayımlanmıştır. ([Vikipedi][1]) Sözlükler bana hep şehir haritalarını hatırlatır: Bir kelimeden diğerine dolaşırken, hem geçmişin hem bugünün sokaklarına girersiniz. “Lehçe-i Osmânî’yi kim yazdı?” sorusu da aslında şu daha büyük merakı tetikler: Bu eser nereden doğdu, bugün bize ne söylüyor ve yarın dil teknolojilerine nasıl ilham verebilir? Kısa Künye, Uzun Hikâye “Lehçe-i Osmânî” Türkçeden Türkçeye hazırlanmış ilk büyük sözlüklerden biri olarak kabul edilir ve modern Türk sözlükçülüğünün dönüm taşlarındandır. Müellifi Ahmed Vefik Paşa, 19. yüzyıl Osmanlı…
Yorum BırakDoğalgaz Vanası Hangi Konumda Açıktır? Toplumsal Yapının Görünmez Vanaları Üzerine Bir Sosyolojik Okuma Gündelik Hayatın İçinde Bir Araştırmacı: Basit Soruların Derin Cevapları Bir sosyolog olarak, çoğu zaman en sıradan görünen soruların ardında toplumun en karmaşık örgülerini bulurum. “Doğalgaz vanası hangi konumda açıktır?” sorusu da ilk bakışta teknik bir merak gibi görünür. Ancak dikkatlice bakıldığında, bu soru bize yalnızca evdeki bir sistemin değil; toplumsal sistemin de nasıl “açık” ya da “kapalı” tutulduğunu hatırlatır. Bir evdeki vananın yönü kadar, bir toplumdaki normların yönü de yaşamı belirler. Çünkü tıpkı doğalgaz vanası gibi, sosyal ilişkiler de doğru yönde ayarlanmadığında ya sızıntı yapar ya da…
Yorum BırakBir hikâye anlatmak istiyorum size… Tribünlerin sesiyle büyüyen, bir takımın peşinden koşarken hayatı öğrenen insanların hikâyesi bu. Belki siz de bir stadyumun kapısından içeri girdiğinizde hissetmişsinizdir o kalabalığın heyecanını, o ortak duygunun sıcaklığını. İşte bugün, “kapalı tribün” denince akla geleni sadece futbol terimi olarak değil, bir insan hikâyesi olarak anlatacağım size. Kapalı Tribün Ne Demek? Bir Tribünün Ötesindeki Anlam “Kapalı tribün” kelimesini duyduğumuzda çoğumuzun aklına stadyumun çatılı, yağmurdan ve rüzgârdan korunan bölümü gelir. Evet, teknik olarak doğru: Kapalı tribün, taraftarların konforlu şekilde maçı izlediği, genellikle en çok biletin satıldığı, en gürültülü ve en organize taraftar grubunun bulunduğu yerdir. Ama işin…
Yorum BırakKantin Açma Belgesi Nereden Alınır? Küresel ve Yerel Perspektiflerden Derinlemesine Bir Yolculuk Hayatın hızlı temposunda küçük bir kantin açmak, birçok girişimcinin hayali. Kimimiz için okul bahçesindeki bir satış noktası, kimimiz için hastane köşesinde bir çay tezgâhı, kimimiz içinse kampüs ortasında sosyal bir buluşma alanı… Ama işe tutkuyla başlamak kadar, onu yasal zemine oturtmak da önemli. İşte bu noktada devreye giren en temel konu: kantin açma belgesi. Bu yazıda, konuyu yalnızca “nereden alınır?” sorusunun yanıtıyla sınırlamadan, farklı ülkelerdeki uygulamalardan Türkiye’deki yasal prosedüre kadar geniş bir çerçevede ele alacağız. Hazırsanız, bu yolculuğa birlikte çıkalım. Kantin Belgesi Nedir ve Neden Önemlidir? Kantin işletmeciliği,…
Yorum BırakŞunu açıkça söyleyeyim: “Kamusallaştırmak” sözcüğü kulağa çok teknik gelse de, aslında hayatımızın tam ortasında duran politik, toplumsal ve duygusal bir kavram. Ve bu kelimeye nasıl baktığımız, dünyaya nasıl baktığımızla birebir bağlantılı. Kamusallaştırmak Ne Demek? TDK’nin Tanımıyla Başlayalım Türk Dil Kurumu’na (TDK) göre kamusallaştırmak, “bir şeyi kamuya ait hâle getirmek, özel mülkiyet veya özel kontrol alanından çıkarıp herkesin kullanımına ve yararına sunmak” anlamına gelir. Bu tanım ilk bakışta son derece net görünür: Kamusallaştırmak demek, “herkesin ortak malı hâline getirmek” demektir. Ancak bu kelimenin anlamı, sadece mülkiyetle ilgili değildir; siyaset teorisinden şehir planlamasına, sosyal haklardan dijital dünyaya kadar geniş bir anlam evrenine…
Yorum BırakKamil Koç Kedi Kabul Ediyor mu? Tutarsızlıkların Gölgesinde Bir “Politika”yı Konuşmanın Tam Zamanı Samimi ama net olalım: Kamil Koç’un kedi (ve genel olarak evcil hayvan) politikası, şirketin kendi sayfaları arasında bile birbirini yalanlayan metinlerle dolu. Bir yanda küçük kafes ölçüleri verip otobüs içinde taşımaya “evet” diyen bir metin, diğer yanda hayvanı yalnızca bagajda ve “veteriner kontrolünde uyutarak” taşımayı şart koşan bir başka metin… Bu tablo sadece kafa karıştırmıyor; güven zedeliyor, vicdanı yaralıyor ve sosyal adalet tartışmasını tam da toplu taşımanın kalbine taşıyor. ([Flixbus][1]) Kısa cevap: Resmî “Genel Taşıma Koşulları” küçük kafesle kabin içinde evcil hayvana kapı aralarken, “Bagaj” sayfası uyuşturma…
Yorum BırakKaç Çeşit Şirk Vardır? İnanç, Benlik ve Zihin Arasındaki Görünmez Sınırlar Bir psikolog olarak insan zihninin derinliklerine indiğimizde, inanç ve davranış arasındaki karmaşık ilişkiyi fark ederiz. Bireyler, çoğu zaman farkında olmadan dışsal güçlere, nesnelere ya da kendi benliklerine aşırı anlam yüklerler. Bu durum, sadece dini bir mesele değil; aynı zamanda psikolojik bir olgudur. Şirk kavramı, insanın anlam arayışıyla kendi egosunun kesiştiği noktada doğan bir zihinsel çatışmadır. Bu yazıda, “kaç çeşit şirk vardır?” sorusuna yalnızca teolojik bir yanıt aramak yerine, olguyu bilişsel, duygusal ve sosyal psikolojinin merceğinden inceleyeceğiz. Çünkü şirk, sadece Tanrı’ya ortak koşmak değil, aynı zamanda zihnin kontrolsüz anlam üretme…
Yorum BırakEn İyi Termal Hangi Şehirde? Şifanın Peşinde Bilim ve İnsan Hikâyeleriyle Bir Yolculuk Sıcak suyun buharı yüzünüze çarptığında, bedeninizin derinliklerinde bir rahatlama hissi belirir. Belki yorgun bir haftanın ardından gevşemek istersiniz, belki de yıllardır süregelen bir ağrının dindirilmesini umut edersiniz. Her ne sebeple olursa olsun, kaplıcalar insan bedeninin ve ruhunun en eski sığınaklarından biridir. Peki ama “En iyi termal hangi şehirde?” sorusunun cevabı neye göre verilir? Sadece suyun sıcaklığına mı, mineral zenginliğine mi, yoksa orada yaşanan insan hikâyelerine mi bakmalıyız? Termalin Gücünü Anlamak: Bilimin Söyledikleri Kaplıca suları, yer altındaki jeotermal hareketlerin etkisiyle ısınır ve yüzeye çıkarken beraberinde kalsiyum, magnezyum, sülfat…
Yorum Bırak