Bir hikâye anlatmak istiyorum size… Tribünlerin sesiyle büyüyen, bir takımın peşinden koşarken hayatı öğrenen insanların hikâyesi bu. Belki siz de bir stadyumun kapısından içeri girdiğinizde hissetmişsinizdir o kalabalığın heyecanını, o ortak duygunun sıcaklığını. İşte bugün, “kapalı tribün” denince akla geleni sadece futbol terimi olarak değil, bir insan hikâyesi olarak anlatacağım size. Kapalı Tribün Ne Demek? Bir Tribünün Ötesindeki Anlam “Kapalı tribün” kelimesini duyduğumuzda çoğumuzun aklına stadyumun çatılı, yağmurdan ve rüzgârdan korunan bölümü gelir. Evet, teknik olarak doğru: Kapalı tribün, taraftarların konforlu şekilde maçı izlediği, genellikle en çok biletin satıldığı, en gürültülü ve en organize taraftar grubunun bulunduğu yerdir. Ama işin…
Yorum BırakAnın Büyüsü Blogu Yazılar
Kantin Açma Belgesi Nereden Alınır? Küresel ve Yerel Perspektiflerden Derinlemesine Bir Yolculuk Hayatın hızlı temposunda küçük bir kantin açmak, birçok girişimcinin hayali. Kimimiz için okul bahçesindeki bir satış noktası, kimimiz için hastane köşesinde bir çay tezgâhı, kimimiz içinse kampüs ortasında sosyal bir buluşma alanı… Ama işe tutkuyla başlamak kadar, onu yasal zemine oturtmak da önemli. İşte bu noktada devreye giren en temel konu: kantin açma belgesi. Bu yazıda, konuyu yalnızca “nereden alınır?” sorusunun yanıtıyla sınırlamadan, farklı ülkelerdeki uygulamalardan Türkiye’deki yasal prosedüre kadar geniş bir çerçevede ele alacağız. Hazırsanız, bu yolculuğa birlikte çıkalım. Kantin Belgesi Nedir ve Neden Önemlidir? Kantin işletmeciliği,…
Yorum BırakŞunu açıkça söyleyeyim: “Kamusallaştırmak” sözcüğü kulağa çok teknik gelse de, aslında hayatımızın tam ortasında duran politik, toplumsal ve duygusal bir kavram. Ve bu kelimeye nasıl baktığımız, dünyaya nasıl baktığımızla birebir bağlantılı. Kamusallaştırmak Ne Demek? TDK’nin Tanımıyla Başlayalım Türk Dil Kurumu’na (TDK) göre kamusallaştırmak, “bir şeyi kamuya ait hâle getirmek, özel mülkiyet veya özel kontrol alanından çıkarıp herkesin kullanımına ve yararına sunmak” anlamına gelir. Bu tanım ilk bakışta son derece net görünür: Kamusallaştırmak demek, “herkesin ortak malı hâline getirmek” demektir. Ancak bu kelimenin anlamı, sadece mülkiyetle ilgili değildir; siyaset teorisinden şehir planlamasına, sosyal haklardan dijital dünyaya kadar geniş bir anlam evrenine…
Yorum BırakKamil Koç Kedi Kabul Ediyor mu? Tutarsızlıkların Gölgesinde Bir “Politika”yı Konuşmanın Tam Zamanı Samimi ama net olalım: Kamil Koç’un kedi (ve genel olarak evcil hayvan) politikası, şirketin kendi sayfaları arasında bile birbirini yalanlayan metinlerle dolu. Bir yanda küçük kafes ölçüleri verip otobüs içinde taşımaya “evet” diyen bir metin, diğer yanda hayvanı yalnızca bagajda ve “veteriner kontrolünde uyutarak” taşımayı şart koşan bir başka metin… Bu tablo sadece kafa karıştırmıyor; güven zedeliyor, vicdanı yaralıyor ve sosyal adalet tartışmasını tam da toplu taşımanın kalbine taşıyor. ([Flixbus][1]) Kısa cevap: Resmî “Genel Taşıma Koşulları” küçük kafesle kabin içinde evcil hayvana kapı aralarken, “Bagaj” sayfası uyuşturma…
Yorum BırakKaç Çeşit Şirk Vardır? İnanç, Benlik ve Zihin Arasındaki Görünmez Sınırlar Bir psikolog olarak insan zihninin derinliklerine indiğimizde, inanç ve davranış arasındaki karmaşık ilişkiyi fark ederiz. Bireyler, çoğu zaman farkında olmadan dışsal güçlere, nesnelere ya da kendi benliklerine aşırı anlam yüklerler. Bu durum, sadece dini bir mesele değil; aynı zamanda psikolojik bir olgudur. Şirk kavramı, insanın anlam arayışıyla kendi egosunun kesiştiği noktada doğan bir zihinsel çatışmadır. Bu yazıda, “kaç çeşit şirk vardır?” sorusuna yalnızca teolojik bir yanıt aramak yerine, olguyu bilişsel, duygusal ve sosyal psikolojinin merceğinden inceleyeceğiz. Çünkü şirk, sadece Tanrı’ya ortak koşmak değil, aynı zamanda zihnin kontrolsüz anlam üretme…
Yorum BırakEn İyi Termal Hangi Şehirde? Şifanın Peşinde Bilim ve İnsan Hikâyeleriyle Bir Yolculuk Sıcak suyun buharı yüzünüze çarptığında, bedeninizin derinliklerinde bir rahatlama hissi belirir. Belki yorgun bir haftanın ardından gevşemek istersiniz, belki de yıllardır süregelen bir ağrının dindirilmesini umut edersiniz. Her ne sebeple olursa olsun, kaplıcalar insan bedeninin ve ruhunun en eski sığınaklarından biridir. Peki ama “En iyi termal hangi şehirde?” sorusunun cevabı neye göre verilir? Sadece suyun sıcaklığına mı, mineral zenginliğine mi, yoksa orada yaşanan insan hikâyelerine mi bakmalıyız? Termalin Gücünü Anlamak: Bilimin Söyledikleri Kaplıca suları, yer altındaki jeotermal hareketlerin etkisiyle ısınır ve yüzeye çıkarken beraberinde kalsiyum, magnezyum, sülfat…
Yorum BırakAhiret Terazisi: Geleceğin Vicdan Ölçüsü mü Olacak? Bir gün gelecek, belki de bugünden çok daha yakın… İnsanlık, yaptıklarının hesabını yalnızca mahkeme salonlarında, sosyal medyada ya da kendi vicdanında değil, daha derin ve evrensel bir terazide verecek. Bu yazıyı yazarken aklımdaki tek şey şu: Ahiret terazisi kavramı yalnızca dini bir inanç değil, geleceğin insanlık bilinci ve ahlaki düzeninin de temeli olabilir mi? Haydi birlikte bu fikri irdeleyelim, düşünelim ve geleceğin vicdan haritasını birlikte çizelim. — Ahiret Terazisi Nedir? Manevi Hesaplaşmanın Evrensel Kavramı Ahiret terazisi, İslam başta olmak üzere birçok inanç sisteminde insanların dünyada yaptıkları iyilik ve kötülüklerin tartılacağı, adaletin mutlak anlamda…
Yorum BırakGöstericilik Ne Demek? Siyasetin Sahnesinde Güç, İdeoloji ve Vatandaşlık Güç ilişkilerinin görünür olduğu her alanda bir sahne vardır. Bir siyaset bilimci olarak, bana göre bu sahnede yalnızca iktidar değil, aynı zamanda toplumun kendisi de oynar. “Göstericilik” kavramı da tam bu noktada, modern siyasetin teatral doğasını anlamamıza yardımcı olur. Göstericilik, yalnızca protesto edenin elinde pankart tutması değil; aynı zamanda bir ideolojik anlatının, bir kimlik ifadesinin ve bir güç mücadelesinin görünür hale gelmesidir. Bugün “göstericilik” dendiğinde çoğu insanın aklına sokak protestoları, yürüyüşler ya da mitingler gelir. Oysa göstericilik bundan çok daha fazlasıdır: bir kamusal performans biçimidir, yani iktidar karşısında bireyin ya da…
Yorum BırakGörünmez İnsan Nedir? Varlığın Sessizliği Üzerine Felsefi Bir Deneme Bir filozofun gözünden bakıldığında, “görünmez insan” kavramı yalnızca fiziksel bir yokluk değil, varlığın kendisini gizleyen derin bir metafordur. Görünmezlik, bazen bir kaçış biçimidir; bazen de varlığın dünyadaki yankısız çığlığıdır. Peki insan neden görünmez olmayı seçer — ya da neden görünmez hale getirilir? Bu soru, bizi hem etik hem de ontolojik bir sorgulamaya götürür: Görünmez olmak bir özgürlük müdür, yoksa varoluşun reddi mi? Epistemolojik Bir Bakış: Bilginin Kör Noktasında İnsan Epistemoloji, bilginin doğasını ve sınırlarını inceler. Görünmez insan, bu sınırların içinde tanımlanamayan, bilginin radarına girmeyen varlıktır. Modern toplum, bilgiyi ölçülebilir, gözlemlenebilir ve…
Yorum BırakEğitimde Güdülenme Ne Demek? Öğrenmenin Kalbinde Yatan Güç Bir eğitimci olarak yıllardır gözlemlediğim en temel gerçek şu: öğrenme, yalnızca bilgi edinme süreci değildir; aynı zamanda bir dönüşümdür. İnsan öğrenirken sadece beynini değil, kalbini de kullanır. Bu yüzden eğitimde başarıyı belirleyen en önemli faktörlerden biri güdülenmedir. Bir öğrenci, öğrenmeye neden ihtiyaç duyduğunu anladığında, bilgi artık soyut bir kavram olmaktan çıkar; kişisel anlam kazanır. Peki, eğitimde güdülenme ne demek? Bu yazıda, öğrenme teorilerinden pedagojik yöntemlere, bireysel ve toplumsal etkilerden kişisel farkındalığa uzanan bir yolculuğa çıkacağız. Güdülenmenin Tanımı: Öğrenmenin İçsel Motoru Eğitimde güdülenme, öğrencinin öğrenmeye yönelmesini sağlayan içsel ya da dışsal güç olarak…
Yorum Bırak